Yaşamınızın ne kadar gerilimli, ne ölçüde rahat, ne ölçüde hızlı tempolu olduğunu arada bir düşünüyor musunuz?  Yoksa yaşam biçiminizin farkına varamayacak kadar yoğun mu yaşıyorsunuz?  Sevdiğiniz bir işi mi yapıyorsunuz? Yoksa gerilim eşiğinizi zorlayarak  mı çalışıyorsunuz? Sosyal faaliyetlerinize ne kadar vakit ayırabiliyorsunuz? Istediğiniz programları gerçekleştirmeniz mümkün oluyor mu? Bir sınıflama gerekse genellikle kendisi için mi yoksa hep başkalarını memnun etmek için yaşayan bir insan mı sayarsınız kendinizi? Neden?

Bu soruların cevabını huzurlu bir gözlemle verebilirseniz toplumsal yaşamdaki etkinliğinizi, faaliyetlerden ne ölçüde hoşnut olup olmadığınızı hafta içi ve hafta sonlarında kendi etkinlik isteğinize gore nasıl programlar yapacağınızı göreceksiniz. Artık girişkenliği ele almanız mı gerekiyor yoksa yaşam temponuzu yavaşlatmak mı karar verin. Birçok birey çevrelerindeki kişilerle sağlıklı ilişkiler kurabilmeyi ancak yaşam tempolarını gözden geçirdikten sonra gerçekleştirebilirler. İş yaşamındaki yoğun uğraşları nedeniyle sosyal yaşamına vakit ayırmaya zamanı kalmamış bir bireyin arkadaşları arasındaki etkinliğini yavaş yavaş kaybetmeye başlaması olağandır. Veya tam tersi sosyal yaşamındaki hareketli programlar yüzünden işine boşvermeye başlayan bireyin, işinde etkisiz hale gelmeye başlaması da az rastlanan bir durum değildir.  İş, toplumsal yaşam, aile yaşamı  ve duygusal yaşamdaki dengeyi yaşam temposunu gözden geçirerek kurmak kişiye bir çok şey kazandıracaktır.