Boşanma, bütün çocuklar için üzüntü yaratan bir deneyimdir. Çocuğun hangi gelişim döneminde olduğu, çevresine uyumu, anne babanın diğer insanlarla ilişkileri, boşanmadan sonra çocuğa davranışları, çocuğun boşanma olayına vereceği tepkiyi şekillendirir. İlkokul öncesi çocuklarda, anne veya babanın yokluğu, çocukları 0 güne kadar başardıkları gelişimde (örneğin tuvalet eğitimi) gerilemelere götürebilmektedir. 6-9 yaş arasında hüzün tepkileri, 9-12 yaş arasında ise öfke tepkileri ağır basmaktadır. Giden anne veya babaya, terk ettiği için, evde birlikte olunana da, diğerinin gitmesine sebep olduğu için öfke duyulur.

Ergenlik çağında ise kendilerini reddedilmiş hissederler. Terk edilmiş olma duygusuyla evden uzaklaşıp, yaşıtlarıyla daha çok zaman geçirirler. Okulda derslerine odaklanmakta zorlanabilir, fıziksel sağlık sorunlarından yakınabilir veya kronik yorgunluk yaşayabilirler. Özsaygıları zedelenebilir ve ailelerinden, normalde olacağından daha da uzaklaşırlar. Aile, güven sağlayan bir yer olmaktan çıkmış olabileceğinden, depresyona girebilirler. Boşanma konusunu tartışma veya kabul etmede zorlanan gençler, uygunsuz davranışlara yönelebilirler. Suç sayılan faaliyetler, okuldan kaçma, yasa dışı işlere karışan gençlerle arkadaşlık etme veya buna kalkışma ya da intihar gibi isyankâr ve tehlikeli sonuçlara varabilir.

Ailede geçim zorlukları veya anne ve babada psikolojik sorunlar (uyumsuzluk, depresyon gibi) varsa bu da çocuğun tepkilerini ağırlaştırır.

Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkilerini, iki ana grupta toplayabiliriz: Erken ve uzun süren etkiler. ..

Erken Etkiler

Boşanmanın hemen ardından gelen bir yıl, sorunların en yoğun yaşandığı dönemdir. Bundan sonra sorunlar, gittikçe azalır.

Çocuklarda en sık gözlenen tepkiler suçluluk duygusu, Öfke, korku ve depresyondur.

Çocuklar, sıklıkla kendilerini boşanmadan sorumlu tutarlar. Bundan dolayı da suçluluk hissederler. Eğer davranışlarını düzeltirlerse,  anne ve babalarının tekrar bir araya gelebileceğini hayal ederler.

Öfke, kızlara göre erkek çocuklarda daha sık ortaya çıkar. Kendine, evde kalan ebeveyne bazen de dış çevreye karşı saldırgan davranışlar ortaya çıkabilir.

Çocuk, geride kalan ebeveynin de kendisini terk edebileceği korkusu yaşar. Bu nedenle de ona bağımlı olmaya başlar. Gece korkuları ve kâbusları ortaya çıkabilir. Ebeveynin kendisine oları ilgisinin azaldığını hissettiği zaman, terk edilme korkusu ve sevilmediği duygusu yaşar.

Çocukta güvensizlik, kendisine saygısında azalma baş gösterir. İçe kapanma, arkadaş ilişkilerinden zevk almama, dikkatsizlik ve psikosomatik belirtiler (baş, mide ve karın ağrısı gibi) bazen de bir erişkin gibi davranmaya çalışan, aşırı olgun davranışlar sergilenebilir.

Uzun Süren Etkiler

Boşanmanın uzun süren etkileriyle ilgili olarak üzerinde görüş birliği sağlanmış araştırmalar yapılmamıştır. Ancak ağır psikolojik hastalıklar şeklinde olmasa da daha ileri yıllara yansıyan kalıcı etkileri olduğu genelde kabul görmüş bir konudur.

Uyumlu bir yaşam sürdüğü zannedilen bir kişi, anne babasının boşanma dönemindeki duygularının etkisiyle belli sorunlar yaşayabilir ve yaşamındaki bütün kararlarını çocukluğunda yaşadığı olaylara bağlayabilir. Çocuğun bütün yaşamını etkileyebilecek böyle bir boşanma olgusu için çocukları olan, evlilik çatışmaları yaşayan çiftler, ayrı yaşamaya veya boşanmaya karar vermeden önce bu konuyu karı-koca olarak değil, anne baba olarak değerlendirmelidirler.