Kimi zaman çocuk ve ergenler,
kendilerini olduklarından daha başarısız görürler,
kendilerini akranlarıyla kıyaslar ve yetersiz görürler
sıkça pozitif geri bildirim ve rahatlatılmaya ihtiyaç duyarlar,
mutsuz ve isteksiz görünürler,
Yine kimi zaman çocuk ve ergenler,
korku ve kaygılarını adlandırma ve anlamlandırmada zorlanırlar, etraflarındakilere anlamsız gelen korku ve kaygıları vardır
boşanma, aile yakınını kaybetme, okul değiştirme, taşınma gibi stres yaratan hayat olayları karşısında kendilerini sözel olarak ifade etmeseler bile, ciddi duygusal zorlanma ve yine kaygı yaşayabilirler,
baş etme mekanizmaları yetersiz geldiğinde öfke ve saldırganlıkla veya kendine zarar verme davranışlarıyla kendilerini ifade edebilirler
Depresyon da dahil çocuk ve ergenlerin değişen duygu durumlarıyla, kaygı bozuklukları, kendine güven ve benlik algısı ile ilgili yaşadıkları sorunlar, öfke ve saldırganlık problem alanlarıyla çalışmaktadır
Sonuç olarak stres yaratan dışsal etmenler az ya da çok olsun, çocuk ve ergenler duygusal zorluklar yaşayabilir, sosyal gelişimleri sekteye uğrayabilir, okul başarıları düşebilir. Bazen ebeveynler bu ani veya zamanla gelişen durumu yakalamakta zorlanabilirler.
Merkezimize başvuran çocuk ve ergenlerle ilk önceliğimiz güvene dayalı terapötik bir ilişki kurmaktır. Altta yatan problemleri ortaya çıkarmak, bunların üzerinde sabır ve sebatla çalışmak, onlara bu süreçte destek olurken, bu problemleriyle baş edecek araçlarla onları donatmaktır. Bu süreçte çocuk ve ergen kendisini tanıyacak, zorlandığı ve aynı zamanda iyi olduğu alanları görecek, değişim için motive olacak, öncelikle kendisini tanıyacak ve keşfedebilecektir. Unutulmaması gereken önemli bir nokta ise bu terapi sürecinde aile desteğinin vazgeçilmez olduğu ve psikoterapinin başarısının en önemli belirleyicilerinden olduğudur.